İnsanlar düşünebilen ve sosyal canlılardır. İnsan olmak topluluk içerisinde var olmayı gerektirir. Toplumların kendilerine göre çizdiği genel-geçer kuralları vardır bu kurallara ahlak kuralları denir. Her birimiz bu kurallar yazılı olmasa dahi biliriz ve birçok zaman el âlem ne der korkusu ve kaygısı ile bu kurallara uyarız. Ahlak kuralları toplum hayatını düzenlemede ve medeniyetlerin oluşmasında önemli bir konuma sahiptir. Ayrıca insanın manen de büyük bir haza ve doygunluğa ulaşmasını da sağlamaktadır. Peki, insana insani tüm sorumluluk ve değerleri katan ahlakın oluşumu nasıldır ya da sonradan öğrenilebilir bir durumda mıdır?
Psikologlara göre, kişinin ahlaki gelişimi doğduğu andan itibaren başlamaktadır, bu dönemde ona öğrettiklerinizden daha ziyade kendi hal ve davranışlarınızda çekidüzen vermek zorundasınız. Çocuk sizleri daima rol model olarak alır ve sizde gördüğü doğru veya yanlış her hareketi örnek almaya başlar. Bazen ebeveyn davranışlarında o daha bebek ya da o daha küçük anlamaz algısı ile çocuğun yanında argo konuşmalar, yüksek sesle münakaşalar, yalan söylemeler, bahane bulmalar vs. olumsuz davranışlar sergilenebilir. Unutmayın ki sizin her hareketiniz bebeğinizin zihnine ince ince bir nakış gibi işlenecektir. 6 yaşına kadar öğrettiğiniz her şey çocuğunuzun zihninde hiç silinmeden yer alacak ana davranış ve karakter özelliklerini oluşturacaktır. Bu yaştan sonra öğreteceğiniz davranışlar onun için kalıcı bir değer taşımayacaktır.
Bu sebeple en baştan dümeni elimize alarak sakin, düzenli ve yaşanılması istenildiği gibi bir hayatı ona yaşatmalı ve geleceğimiz için ışık olmalısınız. Ahlaki gelişim toplumun temel dinamiklerinin oluşumu ve toplumsal gelişim içinde oldukça önemlidir. Bu sebeple ebeveynler olarak elimizden gelenlerle değil elimizden geleninde en iyisi ile çocuklarımıza rehber olmalıyız.