Doğuma hazırlık süreci içerisinde anne adaylarını en tedirgin eden konu doğumun ne şekilde gerçekleşeceğidir. Doğumun yöntemine karar alırken fiziki uygunluk kadar psikolojik hazır olma durumu da son derece önemlidir. Genel olarak 18-36 yaş arası normal doğum önerilmektedir. Fakat kilo fazlalığı durumunda yaşın genç ya da fazla olması durumlarında sezaryen doğum önerilmektedir.
Doğum öncesinde doktorunuz size en ideal olan doğum yöntemini belirleyecektir, bu sebeple kontrolleri ve bebeğin gelişimini yakından takip etmek hem gerginliğinizi azaltacak hem de doğuma psikolojik olarak hazır olmanızın sağlayacaktır.
Normal Doğum:
Doğumun vajinal yolla ve normal koşullarda meydana gelmesine “normal doğum” denir. Normal doğum üç evreden oluşur ilk evrede kasılmalar ve sancılarla birlikte rahimin açılması beklenir ve annenin suyu gelir. Açılma 10 cm kadar uzadığında doğum anı tam anlamıyla başlamış kabul edilir ve ikinci evreye geçilir.İkinci evrede şiddetli ve düzenli kasılmalar ile bebek itilir ve vajinaya ulaşır.
Doğumun üçüncü ve son evresi bebeğin dışarı çıkması ile başlayarak plesentanın dışarı atılması ile son bulur. Bebek tamamen dışarı çıktığında göbek bağı kesilir. Genel olarak doğum 12-15 saat sürer ama daha kısa ya da uzun sürmesi de mümkündür. Normal doğumlarda oluşabilecek koşullara bağlı olarak suni sancı, epiyoz ve vakumlama yöntemleri de kullanılabilir.
Suni sancı; herşey uygun olmasına rağmen sancılar halen başlamamışsa anne adayına serumla sancı verilir ve açılmanın kolaylaşması sağlanır.Suni sancı ile anneye ‘oksitosin’ hormonu verilir.Suni sancı ile oluşan sancılar normal kasılma ve sancılardan çok daha şiddetli olur. Suni sancıya rağmen doğum ilerlemezse sezaryen doğuma geçilir.
Empiyozlu doğumda ise doğumu kolaylaştırmak için bebeğin çıkış bölgesinin kesilmesidir.doğum sırasında bölgeyi genişletmek amaçlı kesilir, doğumdan sonra yeniden dikilir.
Normal doğumların %10’unda doktorlar doğuma yardımcı olması için forseps ve vakumlama yöntemini kullanır.Bebeğin sıkıntı duymasında,doğum kanalına sıkışmasında ve annenin yeterince itememesinde bu yöntem kullanılır.
Sezaryen Doğum:
Anne ve bebeği tehdit eden herhangi bir durum olduğunda son çare olarak sezaryen doğuma başvurulur.Sezaryen genel olarak bir operasyon olduğu için öncelikli tercih her zaman için normal doğum olmalıdır. Doktorun tavsiyesine göre sezaryen doğuma başvurulmalıdır. Genellikle bebeğin dönmemesi , oturur pozisyonda olması ve kordon dolanması gibi durumlarda sezaryen doğum önerilir.Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra epidural anestezi(bölgesel) ya da spinal anestezi ile anne acıya karşı duyarsızlaştırılır. Karın bölgesinin altından yaklaşık 8-9 cm’lik yatay bir kesi yapılır.karın kesildikten sonra kesik derinleştirilerek rahim duvarına gelinir.Plesenta çıkarılır ve ardından bebek uygun şekilde alınır.Annenin karnı temizlenir ve uygun şekilde tekrardan dikilir.Ameliyat ortalama 30-40 dk sürmektedir.
Suda Doğum:
35-37 derecelik suda alternatif olarak gerçekleştirilen ve en sağlıklı olduğu söylen doğum türüdür. Doğum sırasında sıcak suyun gevşetici etkisinden yararlanılır, anneye herhangi bir ilaç yahut suni sancı vermeden doğal sancılanma sürecinin başlaması beklenir. Su pozitif etkisi sayesinde rahatlatarak doğumun kolaylaşmasını sağlar. Bebek anne rahmi içinde de suda olduğu için su ortamına rahatlıkla geçer, şoka uğramaz. Doğum gerçekleştikten sonra anne normal doğum masasına alınır, kanama kontrolleri yapılır.
Suda doğum gebelik riski olan ve ilk kez doğum yapan annelere önerilmez. Sezaryenle doğum yapan, çok kilolu anneler ve bebeğin 4 kilo üstünde olması durumlarında suda doğum önerilmez. Ayrıca kalp, şeker ve tansiyon hastalıkları durumunda da önerilmemektedir.